yara bandı

bir icat. earle e. dickinson tarafından 16 haziran 1920 yılında icat edilmiştir. (bkz: gereksiz bilgi)

bazı insanlar bunun doğaüstü bir gücü olduğuna inanıyor. "tak yara bandını tak geçer hemen." alt tarafı yara sarıyorsun nasıl geçecek. wolverine değiliz ki arkadaş

bir zamanlar artistlik olsun diye yara bandı takan insanlar gördü bu gözler. ergenlik gerçekten zor bir dönem. evet o yara bantlarını taktın inanılmaz serserisin yaa muhteşem asdfgbk

sevgilisinden ayrilip hemen ardindan onu unutturmak icin kisa sureli takınılılan kişi.

(bkz: insanlar) bu özelliği taşımaz o yüzden artık onlara bu muameleyi yapmamalısınız. bazıları zehirli olabilir iyileşicem derken ölebilirsiniz. yarabandı kullanın, insanları değil.

keline şaplak attığımın bunlar nasıl sözler ya. --- spoiler --- çok güzel başladık ama sonumuz sıradandı. bana göre ömürlere bedel, sana göre yara bandı... --- spoiler ---

şu an elimde 3 tane bulunan şey. 2 tane daha ihtiyaç var gibi ama o yaralar açık dursa da olur. yumruk atarken şiddetine, nereye attığına dikkat etmek lazımmış.

bana “rahatsiz vals” adli sarkinin bir bölümünü hatirlatir.. “yara bandi sevdigin icin kendini kesmemelisin”

kapatmıyor, durdurmuyor.

tırnaklarım kırılıcak gibi olduğunda hhhoooop hemen yara bandı

genelde insanların hayatındaki rolüm. bir insan kötüyken ona yardımcı olurum, yürüyemediğinde bacağı, düştüğünde el uzatanı, ağladığında omuz olurum. hep yanında olurum ve o da hep yanımda olacakmış gibi olur çünkü iki lafından biri " iyi ki varsın ya hakkını nasıl öderim? " oluyor. sonra iyileşince yallah! bundan sonra bu soruyu sorana adilik yapma başka ihsan istemem diyeceğim.

ya geçen birinde gördüm rakı içmeye giderken yarabandıyla gitmiş gerizekalı senin rakı edebiyatına şeediyim neymiş yaraya kadar rakıymış bardağa bant yapıştırcakmış neden çünkü bu dünya onun filmiymiş küçük halil sezaiciğimin dünyasında rakı yaraya kadarmış. git sen kalbinin üstüne sternumuna costalarına falan da yapıştır yarabandısı kalbini de kırmışlardır kesin senin

ülkenin yara bandını tüketen yegane insan olabilirim. takmadığım gün sayısı bir elin parmağını geçmez. nasıl bu kadar çok kesebiliyor, yaralayabiliyorum artık hayret etmeyi bile bıraktım. üreticileri zengin eden kesim benim aq. yakında gelip beni tebrik ederler bizi zengin ettin sağolasın diye. aldım mı net 2 3 paket alıyorum o derece kullanıyorum. tek başıma tüm stokları talan ediyorum. daha 1 gün önce bıçakla kestim, bugün de önce babam sonra ben aynı tenekeden vurgun yedik. sakar mıyım salak mıyım. cevap ikisi de. hdjfksş

yaralı kalbimi de iyileştirir mi

geçen gün farkettim, gerçekten özellikle çocuklar için acıyı geçirmede çok psikolojik bir araç olmuş. örneğin; küçük kuzenim diğerleriyle oynarken eline bir şey batmış. teyzemler burada değildi, çocuk bize emanetti. ağlamaya başladı ama kesinlikle susmuyor böyle içli içli ağlıyor. annem susturamadı, ben farkettim hemen yarabandı getirdim. hadi yapıştıralım demeye gerek kalmadan çocuk sustu ve sadece elini uzattı. artık acımıyor dedi ve gülerek odadan çıktı.

birkaç saat kaldıktan sonra hem rengi koyulaşıyor hem de yapışkan özelliği gidiyor ya da bu sürekli bana oluyor. :)